
Tarım Odaları Türk Birliği (TZOB), Bayraktar’ın başkanı, tarım sektöründeki doğal felaketler alınması gereken önlemler hakkında bir beyanda bulundu. Bahar yağışının kritik eşik olduğunu vurgulayan Bayraktar, tarımsal kuraklık riskinin kapıda olduğunu söyledi. Bayraktar, Şubat ayı sonunda don felaketinin etkilerinin ortaya çıkmaya başladığını söyledi.
“Tarımsal üretimi tehdit eden birçok unsur olmasına rağmen, en zararlı üretimimiz doğal felaketlerdir. Kuraklık bu felaketlerin başlangıcında. Ülkemiz 2008, 2014 ve 2021 yıllarında ciddi kuraklıklarla karşılaşmak zorunda kaldı, bu durum hem üreticilerimizin gelirini hem de gıda teklifini tehdit etti.
“En düşük Ocak yağmuru son 24 yılda görüldü”
2024-2025 Tarımsal üretim sezonu başladı, kış tahılları ve baklagiller büyüdü. Bununla birlikte, sezonun başında olsak bile, yetersiz çok sınıflar bazı bölgelerde kuraklık riskini arttırır. Ocak ayında, Türkiye’deki yağış mevsimsel kurallara kıyasla % 62 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69 azaldı. Ocak 2025’te son 24 yılın en düşük yağmur kaydedildi.
Bir bölgede incelediğimizde durum daha da şaşırtıcıdır. Güney Anadolu bölgesinin yağışları -Oriental, mevsimsel kurallara kıyasla yüzde 94 azaldı. Anadolu’nun doğu bölgesinde yüzde 88, Akademik bölgesinde yüzde 76, Anadolu’nun merkez bölgesinde yüzde 70, Karadeniz bölgesinde yüzde 36, Ege bölgesinde yüzde 32 ve Marmara bölgesinde yüzde 20. Buna ek olarak, 1 Ekim 2024’ten 29 Ocak 2025’e kadar yapılan duruşmada, tarım yılının başladığı zaman, yağış normalin yüzde 28’i ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 azaldı. Tarımsal kuraklık riskini artıran bir diğer faktör de sıcaklıktır.
Ocak 2025’te, normal sıcaklık 2,9 santigrat derece olmasına rağmen, Ocak 2025’te ortalama sıcaklık 5.5 santigrat dereceye yükseldi. Bazı barajlarda, su seviyesinin henüz yeterli olmadığı gözleniyor, bu da üreticilerimiz için önemli riskler içeriyor. Sulama fırsatlarının azaltılması ekili alanlarda düşük verimliliğe neden olabilir.
“Tarımsal kuraklıkla uğraşma olasılığı var”
Şu anda kendimizi bulduğumuz meteorolojik kuraklık tarımsal kuraklık için ciddi bir uyarıdır, tarım odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, Anadolu’nun güney bölgesinde tarımsal kuraklık riski ortaya çıkmıştır. Bu bölge, ülkemiz için stratejik öneme sahip bir tarımsal üretim merkezidir. Ülkemizdeki buğday üretiminin yüzde 22’si ve arpa üretiminin yüzde 13’ü burada yapılmaktadır. Böyle kritik bir bölgede deneyimlenecek kuraklık, çiftçilerimizin gelirini önemli ölçüde azaltacak ve ülkemizin gıda teklifinin güvenliğini tehdit edecektir.
Sadece güney -doğu anadolu gözlenir, ancak ülkemizin diğer bölgelerinde de kuraklık riski gözlenir. Buna ek olarak, yağışlardaki usulsüzlükler ve yüksek sıcaklıklar sadece kuraklığa neden olmakla kalmaz, aynı zamanda bitkilerin hastalıklarını da arttırır ve parazitleri arttırır. Gelecekte, bahar yağışı kritik bir eşik olarak önümüzde. Son aylarda yeterli yağış yoksa, tarımsal kuraklıkla karşı karşıya kalmamız muhtemeldir.
“Etkilenen tarımsal üretimde yaşadığımız don etkinlikleri”
Tarımsal üretimi etkileyen tek doğal felaket açıkça kuraklık değildir. 23 Şubat gecesi başlayan ve sonraki günlerde devam eden Frost felaket, özellikle Adana, Mersin ve Hatay’da olmak üzere birçok ilde üreticilerimize zarar verdi. Şeftali, nektarin, kayısı, erik, patates, soğan, karpuz, muz, avokado, narenciye ve birçok sebze ürünü bu don felaketinden etkilenmiştir. Bölgedeki tarım odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, çiftçilerimiz il yollarına, bölge ve ormancılık tarımlarına don kaybı hakkındaki beyanlarını iletti. İşyerinde yetkililer devam ediyor ve bu sonuçlar mümkün olan en kısa sürede tamamlanmalıdır. Frost felaketinden zarar gören bölgemizin ülkemizin tarımsal üretimi için temel bir önemi vardır.
Buna ek olarak, sadece iki yıl önce, Şubat ayında, bu bölge ciddi bir deprem felaketi yaşadı. Depremin tam yaraları olmadan deneyimlenen bu felaket, çiftçilerimiz için yeni bir darbe oldu. Şubat ayında, üreticilerin pazarının fiyatı üzerine çalışmamızda, don felaketinin fiyatlar üzerindeki etkisini açıkça gördük. Narenciye, patates, kabak ve patlıcanın fiyatları dondan dolayı arttı. Önümüzdeki birkaç gün içinde, don kaybının tespiti tamamlanacağında fiyatlardaki bu artış daha da belirgin hale gelecektir. Özellikle, çok yıllık bitkiler, özellikle narenciye, sadece bu yılki ürünler açısından değil, aynı zamanda ağaçların kendileri için de ciddi hasar görmüştür. Ağaçların kurutma noktasına ulaşması nedeniyle, derin bir budama yapılmalıdır, bu da çiftçilerimiz için yüksek bir maliyet anlamına gelir.
Dernekimiz, resmi yazılarını çiftçilerimizin hasarını karşılamak ve faizsiz banka kredilerini ertelemek için Tarım ve Silvikültür Bakanlığı ve Hazine ve Finans Bakanlığı’na aktardı. Yaşadığımız doğal felaketler, tarımsal üretimin önündeki en büyük engellerden biridir. Bu nedenle, üreticilerimizi desteklemek, doğal felaketlere karşı artan tedbirler ve tarımsal sürdürülebilirliği garanti etmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki, çiftçimizin çalışması yarının kutsamalarıdır.